Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) Türkiye’den beklediği Kripto Varlıklar Yasa Teklifi, Meclis’in bayramdan sonraki öncelikli gündemine alındı. Türkiye’nin ‘Gri Liste’den çıkması için yerine getirmesi beklenen önemli görevlerden sayılan yasa için hummalı bir çalışma yapılacak. Hükümet, Moody’s’in temmuz raporundan önce yasanın yürürlüğe girmesini hedefliyor.
TÜRKİYE İLK 5’TE
G-7 ülkelerince kara para aklamanın uluslararası alanda önlenmesi amacıyla OECD bünyesinde kurulan FATF, 2021’de Türkiye’yi gri listeye almıştı. İtalya’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı G-7 Liderler Zirvesi’nin ardından atılacak yeni adımlarla, bu alanda ilerleme sağlanması bekleniyor. Kripto para evreninde ABD, Hindistan, Birleşik Krallık’ın ardından 4’üncü ülke kabul edilen Türkiye’deki işlem hacminin, 150 milyar dolardan fazla olduğu tahmin ediliyor. Kripto varlıkların toplam piyasa değeri, 2021’de 2 trilyon 600 milyar iken, Mayıs 2022’deki dalgalanmadan sonra 1 trilyon doların altına gerilemişti. Ocak 2024’te bu değer 1 trilyon 800 milyar liraya ulaştı.
MASAK KURALLARI GEÇERLİ
Plan Bütçe Komisyonu’ndan geçen yasa teklifi Genel Kurul’da görüşülecek. Yeni düzenlemeyle Türkiye’de coin ve token transferinde Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) kuralları geçerli olacak. Transfer mesajlarında gönderici ve alıcıya ilişkin yer alması öngörülen bilgi ve veriler, kripto varlık hizmet sağlayıcılarca kayda alınacak. Müşterilerin transferleri gerçekleştirildiği cüzdanlara ve fon hesaplarına ilişkin bilgiler, hizmet sağlayıcılarca güvenli, erişilebilir ve takip edilebilir şekilde arşivlenecek. Tüm işlem kayıtlarının bütünlüğü, doğruluğu ve gizliliğini sağlamak şirketin sorumluluğunda olacak.
YATIRIMCI VE ŞİRKETLER DİKKAT
Kripto para yatırımcıları, hizmet sağlayıcı şirketler ve aracı kuruluşlar açısından önemli şartlar getiriliyor. Buna göre platformlara Sermaye Piyasası Kurulunca faaliyet izni verilmiş olması, işlemlerin devletin güvencesi altında olduğu anlamına gelmeyecek. Bir kripto varlığın platformlarca listelenmiş olması da, “kamu güvencesi” kabul edilmeyecek. Kripto varlık sahipleri, sermaye piyasasında uygulanan “yatırımcı tazmin” haklarından yararlanmayacak. Makul ve ekonomik bir gerekçeyle açıklanamayan işlemler hakkında SPK mevzuatındaki “piyasa bozucu” yaptırımlar uygulanacak.
Bankalarda müşterilerin kripto varlıkları, hizmet sağlayıcıların malvarlığından ayrı tutulacak. Müşterilerin hizmet sağlayıcılardaki nakit ve kripto varlıkları, bu şirketin borçları nedeniyle haczedilemeyecek veya rehin tutulamayacak. Aynı şekilde hizmet sağlayıcılarının mal varlığı da müşterilerin borçları nedeniyle haczedilemeyecek. Bu kural, kamu alacakları için de geçerli olacak. Müşterilerin kripto varlık hesapları kredi teminatı olamayacak. Bu hesaplar üzerinde yatırım kuruluşu lehine blokaj veya rehin kurulamayacak.
MASAK ATM’YE SICAK BAKMIYOR
Türkiye’de otoriteler, yasanın yürürlüğe girmesinin ardından kripto ATM’ler kurulmasına sıcak bakmıyor. MASAK Başkanı Hasan Kaymak, Meclis’te bilgi verirken, “Kriptodan nakde dönüş imkânı veren ATM’ler bütün dünyada terörizmin finansmanı bağlamında en riskli görülen araçlar. Dolayısıyla ikincil düzenleme yapılması aşamasında biz Sermaye Piyasası Kurulu’muzla birlikte buradaki riski minimize edecek şekilde yükümlülükleri belirlemeye yönelik görüşlerimizi ileteceğiz” dedi.
YENİ ÇAĞIN KAVRAMLARI: DAĞITIK DEFTER BLOKZİNCİR MERKEZİYETSİZ FİNANS
“Merkeziyetsiz finans” olarak adlandırılan DeFi uygulamaları getiren ‘blokzincir’, ‘dağıtık defter’ gibi kavramlar, yeni düzenlemeyle mevzuata girmiş olacak. Teklifin ilk imzacısı AK Parti Ankara Milletvekili Ömer İleri, “dağıtık defter” kavramını tanımlarken, “Kayıtların, merkezi değil taraflarca tutulduğu, bir mutabakat mekanizması kullanılarak ağ düğümleri arasında paylaşılan ve senkronize edilen bilgi deposu niteliğinde dağıtılmış defterler” dedi. Yeni kavramların yasada özellikle tanımlanmadığını vurgulayan İleri şunları söyledi:
YASADA İLK KEZ TANIMLANIYOR
“Özü itibarıyla kripto varlıkların dayanağı olan dağıtık defter veya blok zinciri teknolojisini değil, bu varlıkların alım satımını ve saklanmasını yapan hizmet sağlayıcıları düzenleme altına alıyoruz. Maddelerde bu kavramlar bilinçli olarak tanımlanmamıştır. Bunun altında yatan sebep ise, bu tür teknolojilerin sürekli gelişmekte olması, bir tanım yapılması durumunda düzenlemenin sınırının net çizgilerle çizilememesi ya da zamanla eksik kalması tehlikesidir. Böylece dolandırıcılık vakalarında tanımın dışında kalan ancak kripto varlık ya da dağıtık defter olarak değerlendirilen çalışmaların düzenleme altına alınamaması ihtimali olabilir. Kripto varlık tanımı ilk kez yasa düzeyinde yapılmakta.”