Fransa, dünya futbolunun önemli takımlarından birisi olmasına rağmen, eski cazibesinden eser yok şimdi…
Futbol otoriteleri tarafından favori görülen takımlarından birisi olan Horozlar, D Grubunda oynadığı 3 maçtan sadece birini kazandılar…
Şampiyonanın ilk maçında Avusturya ile karşılaşan Fransızlar, karşılamanın 38. Dakikasında Maximilian Wöber’in kendi kalesine attığı golle maçı kazanarak turnuvaya galibiyetle başlamışlardı…
Horozlar, grubun ikinci maçında Portakallarla karşılaştılar ve bu mücadeleden gol sesi çıkmadı…
Polonya ile 1-1 berabere Fransızlar, D grubunu 5 puanla tamamlamış ve isimlerini ilk 16 takım arasına yazdırmayı başarmışlardı…
Fransa’nın takım kaptanı ve yıldız oyuncusu Mbappe’nin talihsiz bir şekilde burnu kırılmış, Hollanda maçında ise süre alamamıştı…
Başarılı futbolcu Polonya maçında maskeyle oynamış ve 1-1 sona eren maçın golünü penaltıdan atmıştı.
*
Belçika ise ilk 16’ya ismini yazdırırken, E Grubunda Romanya, Slovakya ve Ukrayna ile mücadele etti…
Belçikalılar, 1 galibiyet ve 1 beraberlikle, dahası topladıkları 4 puanla grupta ikinci sırada yer alarak Fransa’ya rakip oldular…
Doğruyu söylemek gerekirse; Avrupa’da önemli bir yere sahip olan Belçika da futbol anlamda Fransa’dan geri kalmaz…
Maçtan önce bütün gözler, Manchester City’ye hayat veren futbol kariyeri ile şampiyonluklarda büyük payı olan Kevin De Bruyne ile Fransa’nın yıldızı Mbappe’nin üzerindeydi…
Hakemin bitiş düdüğü ile birlikte Kevin De Bruyne’nin takımı Belçika’nın mı, yoksa maskeli Mbappe’nin takımı Fransa’nın mı yola devam edeceği merak ediliyordu…
Bütün bu merakları gideren Fransa oldu, dolayısıyla da adını çeyrek finale yazdırdı…
Bu iki takım 75 kez karşı karşıya gelmişler, bunun 30’unu Belçika, 26’sını da Fransa kazanmış.
*
İki takımda çeyrek finale kalmak için başladılar maça…
Hem de hatırı sayılır seyirci destekleriyle…
Fransa’nın teknik direktörü Deschamps 4-3-1-2, Belçika’nın teknik direktörü Tedesco ise 4-4-2 sistemini tercih etti…
Hakemin başlama düdüğü ile Belçika sahasına yerleşen Fransa savunmasını da öne çıkararak ve çok pas yaparak bir an önce sonuca gitmenin arayışına girdi…
İlk 20 dakikada Fransa’nın zaman zaman göbekten, zaman zaman da kenarlardan getirdiği toplarla skoru değiştirme çabalarını Belçika savunması izin vermedi…
Bu tür maçlarda erken gol bulmak önemli…
Fransa takımı bunu düşünmüş olmalı ki, sol taraftan Mbappe, sağ taraftan ise Griezmann ve en uçtaki Thuram ile Belçika kalecisi Casteels’i rahatsız ettiler…
İlk yarım saate girilirken Belçikalılar uykudan uyandılar ve oyuna ortak oldular, özellikle Doku’nun taşıdığı toplarla Fransa kalesinde tehdit oluşturdular…
En önemlisi de Belçika takımının kendi oyununu bulması ve bunu da Fransızlara kabul ettirmesiydi…
İlk 45’de Mbappe, oyuna kattığı dinamizm, aksiyon ve dripling becerisi ile Belçika savunmasının ayarlarını bozdu, ama Fransız oyuncunun bu çabaları skoru değiştirmeye yetmedi…
Bu yarıda Fransızların geniş alanda yaptığı baskıydı…
Belçikalılara, özellikle De Bruyne ve Lukaku’ya hiç hareket alanı bırakmadılar…
Sonuç olarak saldıran ve savunan iki takım, soyunma odasına 0-0’la gittiler.
*
Fransa’nın hocası Deschamps, baskın basanındır diye düşünmüş olmalı ki, Horozlar hesap edilemeyecek kadar ofansif iştahla başladılar ikinci 45’e…
Dinamizmleri ile topun olduğu her yerde bitmekle kalmayıp, toplu, topsuz koşularla en kısa yoldan Belçika kalesine gitmeyi bildiler…
Mbappe 90 dakika boyunca “patron benim” dedi adeta…
Adam eksiltirken, topa vururken, asist yaparken, daha doğrusu dengeleri takımının lehine çeviren oyuncuydu…
Futbol adına her şeyi yaptı…
Gol hariç!
Belçika takımı ise 80’i gördükten sonra oyunu uzatmanın, daha doğrusu penaltılara götürmenin hesaplarını yaptı…
Ancak Fransızlar, “burada son sözü biz söyleriz” dediler ve dediklerini de yaptılar…
85’de Kolo Muani’nin zor pozisyonda vurduğu top Verthongen’in sırtına çarparak Belçika filelerine gitti, bu golle Horozlar 1-0 öne geçtiler…
Fransızlar zorlandıkları bir maçtan sonra Belçika’yı 1-0’la geçtiler ve çeyrek finale çıktılar.